konya rehberi
 
  Ana sayfa
  Yazarla iletişim
  Hz. Mevlana'nın Hayatı
  Hz. Mevlana 'nın Sözleri
  Hz.Mevlana'nın Eserleri
  Akşehir
  Nasrettin Hoca
  Konya Gezilecek Yerler
  Mevlana Müzesi
  Konya Kültür Ve Tabiat Varlıkları
  Müzeler
  Camiler
  Saraylar
  Medreseler
  Türbeler
  Hamamlar
  Şadırvanlar
Konya Kültür Ve Tabiat Varlıkları

Konya Kültür Ve Tabiat Varlıkları

 

ÇATALHÖYÜK

          Çatalhöyük, tarih öncesi arkeolojik yerleşmelerin en eskisi ve en önemlilerinden birisidir. Konya’nın Çumra İlçesi sınırlarında yer almaktadır. Çatalhöyük’e Çumra’dan ve Konya’dan gidilebilmektedir. Çatalhöyük 1958 yılında James Mellaart, David French ve arkadaşları tarafından bulunmuştur. 1961-1965 yıllarında kazıları yapılmıştır. Uzun bir aradan sonra 1993 yılında İngiliz Arkeoloji Enstitüsü adına Prof. Dr. Ian Hodder tarafından kazılara tekrar başlanılmıştır. Kazıda İngiltere, Türkiye, Amerika, Yunanistan, Almanya, Danimarka, İsveç ve Romanya’dan arkeologlar çalışmaktadır.

         Çatalhöyük kazılarında bulunan 9000 yıllık kültür varlıkları, insanların şehirde yaşamaya başladığı ilk dönemlerdeki yaşayışlarına ışık tutmaktadır.

İnsanlar beraber yaşama istekleri üzerine yerleşik düzene geçmişlerdir. Çatalhöyük bunların en önemlilerindendir. Artık toplayıcılık bitmiş, üretime başlanılmıştır. Sığır ilk olarak burada evcilleştirilmiştir. Çatalhöyük’te 16 yapı katı ortaya çıkartılmıştır. Evler eski evlerin üzerine yapıla yapıla., bugünkü 16 bina katmanı oluşmuş höyük 21 metre yüksekliğe ulaşmıştır. Çatalhöyük’te evler dörtgen planda olup, duvarları birbirine bitişiktir. Ortak duvar yoktur. Her evin ayrı duvarı vardır. Evlere giriş, çatının üzerindeki bir delikten merdivenle yapılıyordu. Günlük hayat çatıların üzerinde ve evlerin içerisinde geçiyordu. Ayrıca evler bir kutsal ev çevresine kümelenmiş durumdadır. Şehri sınırlayan sur duvarı yoktur.

Yapı malzemesi olarak kerpiç, ağaç ve kamış kullanılmıştır. Duvarların kalınlıkları kerpiçlerin ölçüsüne göre değişmektedir. (50-80 cm.). Temel derinliği az olan evlerin duvarları kerpiçlerden örülürken aralarına konan ağaç dikmelerin üzerlerine gelen kirişler, düz tavanı taşımaktadır. Tavan örtüsü kamış üzerine sıkıştırılmış kil topraktır.

Tek katlı olan her ev, bir oda ve bir depodan oluşur. Odalarda, kenarları yükseltilmiş dörtgen ocaklar vardır. Duvarların ön kısımlarında taban döşemesinden 10-30 cm. yüksekliğinde sekiler vardır. Ayrıca duvar içinde dörtgen nişler bulunmaktadır. Bu duvarlar sıvalıdır. Sıvaların üzerlerine boyandıktan sonra sarı, kırmızı ve siyah renklerde resimler yapılmıştır.

Bu devre ait kalıntılar arasında Bereket Sembolü olan Ana Tanrıça heykelcikleri, kültürün uzantısı olarak anlamda aynı kalmış, kavimden kavime geçmiş, isim ve şekil değiştirerek işlevini devam ettirmiştir. Bu heykelcikler devrin inançları hakkında özgün bilgiler vermektedir. Pişmiş toprak veya taştan yapılan bu heykelcikler şişman, iri göğüslü, büyük kalçalı ve zaman zaman doğum yapar vaziyette tasvir edilmişlerdir. Ayrıca pişmiş topraktan yapılan damga mühürler, günümüzdeki mülkiyet kavramının bu devirde başladığının belgeleridir. Damga mühürler yuvarlak ve oval formlarda olup, damga yüzünde geometrik motifler yer almaktadır.

Çatalhöyük'teki aletlerin malzemesi taş, pişmiş toprak, ağaç, kemik, obsidyen ve silekstir. Yiyecek, içecek kapları, delici ve kesici aletler ile süs eşyaları bu malzemelerden yapılmıştır.

Çatalhöyük kazılarında ele geçen buluntular Konya Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmeye başlanmıştır.

ERBABA

Konya ilinin en eski yerleşim yerlerinden birisidir. Beyşehir İlçesi’nin 19 km. kuzey batısında bulunmaktadır. Erbaba yerleşik yaşama geçmiş, çanak çömlek yapmayı bilen, hayvanların evcilleştirildiği ve tarım yapılan bir topluluğun yaşamış olduğu yerdir.

Erbaba da 1969-1971 yılları arasında James Bordaz başkanlığında arkeolojik kazılar yapılmıştır. Erbaba Neolitik yerleşmesi M.Ö. 5700-5300 yılları arasına tarihlenmektedir.

KARAHÖYÜK

Konya Meram İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Karahöyük'de kazı çalışmaları 1953 yılında Ord. Prf. Dr. Sedat Alp başkanlığında başlamıştır. Kazılara bazı yıllar ara verilmiş ise de 1992 yılına kadar devam edilmiştir.

Karahöyük Anadolu kronolojisi için önemli bir merkezdir.

Yapılan kazılar sonucu Karahöyük'de ele geçen buluntular çağının ticari ve kültürel ilişkilerinin önemli belgeleridir. Karahöyük Hitit İmparatorluğu çağı öncesi mühür sanatının, Orta Anadolu'nun güney bölgesindeki en önemli buluntularını veren merkezdir.

Kazılarda bulunan kapların markaları ve bazı mühürler Anadolu'da yazının erken safhalarının araştırılmasına yardımcı olmaktadır.

Karahöyük erken ve orta bronz çağlarına ait kültür katlarına sahiptir. Kazılarda 27 yapı tabakası tespit edilmiştir.

YALBURT ANITI

Konya İli, Ilgın İlçesi, Yalburt Yaylasında yüksek bir tepenin yamacında yer almaktadır.

Yalburt'ta dikdörtgen plana sahip olan hiyeroğlif kitabeli havuz, 1970 yılında Y.S.E Müdürlüğü'nün yaptığı bir çalışma sırasında ortaya çıkartılmıştır. Bunun üzerine arkeolojik kazı başlatılmış, 4 yıl kısa sürelerle çalışılmıştır. Dikdörtgen planlı havuzun kuzey, güney ve batı yönlerinde bulunan duvarlar üzerinde hiyeroğlif yazıları bulunmaktadır. Doğu duvarı boştur. Havuzun zemin kısmı düz taşlarla döşenmiştir. Su kanallarında görülen horasan harcından bu havuzun daha sonraki devirlerde kullanılıp tamir gördüğü düşünülmektedir. Güneydeki 2.30 m. yüksekliğindeki bloğun yanında 3 basamaklı yekpare taştan yapılmış bir merdiven yer almaktadır. Buranın tarihlemesini sağlayan bu bloğun üzerinde IV. Tuthalia'nın kartuşu bulunmaktadır. IV. Tuthalia III. Hattuşili'nin oğlu ve halefi olup Hitit hanedanının son büyük krallarından birisidir.

EFLATUNPINAR HİTİT ANITI

Konya ili, Beyşehir İlçesi, Sadık Hacı beldesi sınırları içerisinde Beyşehir Şarkiağaç yolunda, yoldan 6 km. içeri de yer almaktadır. Anıtı W.J.Hamiton 1837 da bilim dünyasına ilk tanıtan kişidir. Daha sonra F.Sarre ve J.Garstang anıtı ayrı ayrı yayınlamışlardır. Eflatunpınar Hitit Anıtı’nda son yıllarda Arkelog Sırrı Özdemir başkanlığında Müze Müdürlüğü tarafından kazı ve temizlik çalışması başlatılmıştır.

Anıt bir su kaynağının kenarında dikdörtgen taşların üst üste konulmasıyla yapılmıştır. Anıtın cephesinde tanrı figürleri yer almaktadır. Anıtın önünde 30x35 metre ölçülerinde havuz bulunmaktadır.

FASILLAR ANITI

Fasıllar Anıtı Konya'nın Beyşehir İlçesi’ne bağlı, Fasıllar Köyü’nün güneyinde tepenin batı eteğinde bulunmaktadır.

Anıt bağımsız tek parça büyük bir taş blok üzerine yapılmıştır. Ramsay bu anıtı Fasıllar adıyla yayınlamıştır. Tahminen 70 ton ağırlığında, Bazalt taştan yapılmıştır. Eserin, işlenmiş olduğu ve taş ocağına yakın bir yerde bulunması, bu eserin başka bir yer için yapıldığını, fakat her nedense uygun olmayan bu yerde bırakıldığı kanısını uyandırmaktadır.

Anıtın üzerinde bir tanrı, iki aslan ve birinci tanrıdan daha önemsiz olan ikinci bir tanrı figürü yer almaktadır..

İVRİZ KAYA KABARTMASI

Ereğli İlçesi'ne 17 Km. bulunan Halkapınar İlçesi’nin Aydınkent köyü içerisinde yer almaktadır.

Anıt kaya üzerine yapılmıştır. Anıtta kabartma olarak karşılıklı olarak iki figür ve iki yazıt yer almaktadır. Kabartmanın konusu rahip veya kralın tanrıya karşı saygı durumunda bulunması ve kulluk görevinin yerine getirmesidir. Bu kabartmada uzun boylu olarak gösterilen tanrı Tarhundas ile kral Warpalavas betimlenmiştir. Tanrı elinde buğday başakları ve üzümleri ile karşısındaki krala bakmakta ve ona bunları uzatmaktadır.

İvriz kaya kabartmasının figürlerin yapımında Asur ve Arami etkilerinin görülmesi ve Hitit'lerin son dönemlerinde çivi yazısı yerine kullandıkları hiyeroglif yazısının bu yapıtta kullanılmış olması nedeniyle Geç Hitit Döneminde yapıldığı kabul edilmektedir.

BOLAT ÖRENYERİ

Hadim İlçesine bağlı, Bolat Köyü sınırları içerisinde temaşalık mevkiinde yer almaktadır. Bolat Örenyerinde Roma ve Bizans dönemine ait yapı kalıntıları bulunmaktadır. Nekropol alanı ile kilise bu yapılara örnektir.

Müze Müdürlüğü tarafından 1992-1994 yılları arasında kurtarma kazısı ve temizlik çalışması yapılmıştır.

SİLLE AYA ELENA KİLİSESİ

Sille Konya’nın 7 km. kuzey batısında bulunmaktadır. Osmanlı döneminde Rumların ve Türklerin bir arada yaşadığı bir beldedir. Sille Bölgesi Frikyalılardan günümüze iskan görmüştür. Erken Hrıstiyanlık devrinin ilk merkezlerinden birisi olan Sille’de Bizans dönemine ait kiliseler bulunmaktadır.

Aya Elena Kilisesi M.S. 327 yılında Bizans İmparatoru Konstantin'in annesi Helena tarafından yaptırılmıştır.

Kilisenin tonozlu girişinden üzeri tepe pencereli silindir kubbe ile örtülü salona girilir. Doğusunda yarım kubbeli absis'i vardır. İçerisi İsa, Meryem ve havarilerinin resimlerini ihtiva eden duvar resimleri ile süslüdür.

İç kapısı üzerinde 7 satırlık Türkçe ifadeli Rumca yazılı kitabe yer almaktadır.

Sille’de ayrıca Panaghia Kilisesi, Kyriakon Kilisesi, Tepe Kilisesi bulunmaktadır.

AK MANASTIR - EFLATUN MANASTIRI

Takkeli Dağ’ın eteğinde Ak Yokuş ile Sille arasındaki vadinin yamacında bulunmaktadır. Ak Manastır Hagios Khariton tarafından kurulmuştur. Hıristıyanlık aleminde ve Selçuklular devrinde yayılmış bir ünü bulunmaktadır. Manastırın 9. yüzyıldan sonra yapıldığı kabul edilmektedir. Volkanik karakterli kayalar içine oyularak yapılan manastırda kilise, şapeller, ayazma ve sarnıçlar yer almaktadır.

Askeri alan içerisinde bulunduğundan günümüze çok iyi bir şekilde korunarak gelmiştir.

KİLİSTRA ANTİK KENTİ

Kilistra Antik Kenti Konya’nın 49 km. güneybatısında Hatunsaray Beldesinin Gökyurt Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Kilistra’ya yeni açılan Konya -Antalya yolu üzerinden ulaşım sağlanmaktadır.

Kilistra’da 1998 yılında Konya Müze Müdürlüğü tarafından Sanat Tarihcisi Nurettin Özkan başkanlığında kurtarma kazısı ve temizlik çalışmaları başlatılmıştır. Kilistra antik kenti tarihi Kral Yolu üzerinde yer alır. Kilistra Antik kentinde M.S. 6 - 8yy da Kapadokya benzeri yumuşak kayalara oyulmuş kiliseler, şapeller, gözcü kuleleri, sığınaklar ile birçok kaya yerleşmesi bulunmaktadır. Kazı ve temizlik çalışmalarında Haç Planlı Şapel, Sümbül Kilise, Büyük Su Sarnıcı ve şırahanelerde temizlik, restorasyon ve çevre düzenlemesi yapılmıştır.

OYMALI YER ALTI ŞEHRİ

Karapınar İlçesi Akören Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. 1999 yılında Ereğli Müze Müdürlüğü’nün temizlik ve kazı çalışmaları sonucunda açığa çıkartılmıştır. Yer altı Şehri Bizans döneminde yapılmış Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde askeri ve sivil amaçlarla kullanılmıştır.

ACI GÖL

Karapınar’ın 8 km. doğusunda, Karapınar-Ereğli yolunun kuzey kenarında bulunmaktadır. Uzunluğu 1750 metre olan göl elips biçimindedir. Kraterin çevresinde piroklasit malzeme yaygındır.

MEKE GÖLÜ

Karapınar’ın 7 km. güney doğusunda, Acıgöl’ün 4 km. güney batısında yer almaktadır. 1.5 km. genişlikte olup elips biçimindeki kraterin ortasında, göl seviyesine göre 140 metre yükseklikte piroklasit malzemeden oluşan bir tepe bulunmaktadır. Meke Tuzlası’nın oluşumunda iki safha söz konusudur. Volkanik patlama sonrasında krater oluşmuş ve buraya sular dolmuştur. İkinci safhada gölün ortasında bazalttan koni oluşmuştur. Kraterin içerisindeki gölün derinliği 12 metreye yakındır.

ÇIRALI OBRUĞU

Karapınar’ın 26 kuzey batısında Büyük Çıralı Yaylası’nın batısında yer alır. Obruk gölüne batı yamaçtaki yoldan inilir. Obruk yamacında yer alan mağaralar insan eliyle oyulmuştur. Obruk platosunda, obruk oluşumu günümüzde de devam etmektedir.

MEYİL OBRUĞU

Karapınar’ın 35 km. kuzey batısındaki Meyil Yaylası’nda yer alır. 650 m. uzunluğundadır. Obruğun derinliği 40 metre olup su rezervi 2.5 milyon metre küptür.

TINAZ TEPE MAĞARASI

Seydişehir İlçesine 35 km. uzaklıkta yer alan mağaranın uzunluğu 1650 metre, derinliği 65 metredir. İki bölümden oluşan mağaranın fosil ve aktif bölümü vardır. Mağara içerisinde göller bulunmaktadır.

Tınaz Tepe Mağarası turizme açılmıştır.

 
 
   
Bugün 4 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol