konya rehberi
 
  Ana sayfa
  Yazarla iletişim
  Hz. Mevlana'nın Hayatı
  Hz. Mevlana 'nın Sözleri
  Hz.Mevlana'nın Eserleri
  Akşehir
  Nasrettin Hoca
  Konya Gezilecek Yerler
  Mevlana Müzesi
  Konya Kültür Ve Tabiat Varlıkları
  Müzeler
  Camiler
  Saraylar
  Medreseler
  Türbeler
  Hamamlar
  Şadırvanlar
Camiler

Camiler

 

ALAEDDİN CAMİ

Bir höyük olan Alaeddin Tepesi üzerinde kurulmuştur. Kuzey cephesinde geniş bir avlusu bulunmaktadır. Camii pek çok onarım ve ilaveler görmüştür. Ancak son yıllarda duvarlarında oluşan çatlaklar, sütunların kırılmaları gibi sorunlar yüzünden çatısı askıya alınmış, zeminin kuvvetlendirilmesi ve etraflı bir şekilde onarılması için uzun bir süre ibadete kapatılmıştır.Yapıyı ayakta tutmaya ve sağlamlaştırmaya yönelik çalışmaların sonunda 14 Temmuz 1995 tarihinde tekrar ibadete açılmıştır.

Caminin yapımına Selçuklu Sultanı Rükneddin Mes'ud I. (1116-1156) un son devirlerinde başlanılmış, Kılıçarslan II. (1156-1192) ve İzzettin Keykavus I. (1210-1219) dönemlerinde inşata devam edilerek 1221 yılında Sultan Alaaddin Keykubat I. tarafından bitirilmiş ve Alaaddin Camii adını almıştır.

Camiye kuzey yönündeki renkli taş ve mermerden geometrik düğümlü geçmelerin yer aldığı cümle kapısı ile doğudaki kapısından girilir. Caminin içerisinde Bizans ve daha önceki klasik devirlere ait taş ve mermer sütunlar yer almaktadır. Bu sütunlar birbirlerine kemerlerle bağlanmış, üzeri ağaç ve toprakla örtülmüştür. Caminin kitabesinde bir kitabe sergisini hatırlatan cephesinde Selçuklu Sultanları Keykavus I. ve Keykubat I. Muhammed Havlan El Dımişki ve Kerimüddin Erdişah isimli iki ustanın adları yazılıdır.

Caminin Abanoz ağacından yapılmış 1155 tarihli minberi, Selçuklu dönemi, ahşap işçiliğinin en güzel örneklerindendir. Mimberde Sultan Mes'ud ve Kılıçarslan II. kitabeleriyle Ahlat'lı usta Hacı Mengumberti’nin adı yazılır.

Mihrabı onarım görmüş ve boyalarla tamamlanmıştır. Caminin bugün var olan minaresi Osmanlı dönemine aittir.

Caminin kuzeyinde içine bir kaç basamakla çıkılan klasik Selçuklu Türbeleri tarzında Sultan Kılıçarslan II. tarafından mimar Abdülgaffar oğlu Yusuf'a yaptırılmış ongen bir türbe vardır. Türbede; Sultan Mes'ud I., Kılıçarslan, Rükneddin Süleyman II., Gıyaseddün Keyhüsrev I.Alaaddin Keykubat I., Gıyaseddin Keyhüsrev II., Kılıçarslan IV., Gıyaseddin Keyhüsrev III.'e ait çinili mezar sandukaları vardır.

Caminin avlusunda yer alan ikinci türbenin üzere açık olup tamamlanamamıştır. Avluda ayrıca üzeri açık bir de sarnıç bulunmaktadır.

 

İPLİKÇİ CAMİ

Alaaddin Caddesi üzerindedir. Camii Tebrizli Eb-ül Fazl Abdülcebbar tarafından yaptırılmıştır.

Caminin planı enine düzenlenmiştir. İç mekanı iki destek sırası ile üç sahna ayrılmıştır. Kuzey, doğu ve batıdan üç kapısı vardır. Planın merkezi aksında mihrap önü ile birlikte üç kubbe bulunur. Yan sahınlar çapraz tonozlarla örtülmüştür.

Yapı 1332 yılında Hacı Ebubekir tarafından genişletilmiş, mihrabın sağ ve solundaki kanatlar yapılmıştır. Camii Osmanlı döneminde yanmış ve onarım görmüştür. Cami 1954 yılında Arkeoloji Müzesi olarak düzenlenmiştir.

Mihrabı önceleri Selçuklu mozaik çinileri ile kaplı iken yıkılmış, XIX. yüzyılda gök mermerden bugünkü mihrab yapılmıştır. Bugün camii ibadete açık durumdadır.

KONEVİ CAMİ

Şeyh Sadrettin Mahallesindedir. XIII. yüzyılın büyük fikir ve bilim adamı Sadrettin Konevi için inşa edilmiştir. Cami, giriş kapısı üzerindeki kitabeye göre 673 H.(1274 M.) yılında yaptırılmıştır. Caminin çini mozaik mihrabı dikkat çekicidir.

 

SAHİP ATA CAMİ

Larende Caddesi üzerinde yer alan cami ünlü Selçuklu veziri Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından yaptırılmıştır. Caminin yanında, türbe, hanigah, hamam, çeşme ve dükkanlar bulunmaktadır.

Cami, Külliye'nin en eski yapısıdır. Kitabesine göre 1258 M. yılında yapımına başlanmıştır. Mimari Keluk Bin Abdullah'dır. Cami 1871 yılında yanmıştır. Bugünkü düz çatılı, beş sahınlı yapı, yanan caminin yerine inşa edilmiştir. Eski caminin kıble duvarı, mihrabı ve anıtsal portali günümüze kadar gelmiştir.

Yanan camiden kalan ayaklar ve başlıklar caminin ahşap direkli, toprak örtülü olarak inşa edildiğini göstermektedir.

Caminin portalinde taş, tuğla ve çini mozaik malzeme kullanılmıştır. Minarelerden soldaki yıkılmıştır. Portalin en büyük özelliklerinden birisi iki sebile sahip olmasıdır. Çini mihrabı döneminin en iyi örneklerinden birisidir.

Sahip Ata Külliyesi'nin doğusunda bulunan hamam; mescit ve türbeye gelir getirmesi için Selçuklu veziri Sahip ata Fahreddin Ali tarafından yaptırılmıştır. Bugün halen faaliyet gösteren çifte hamamı erkeklere ve kadınlara ait olmak üzere iki bölümden ibarettir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hanigahı külliyenin bir parçasıdır. Kapısındaki kitabeye göre “Bu mübarek hangah Hacı Ebubekir Zade Hüseyin'in oğlu Ali tarafından Gıyaseddin Keyhüsrev'in sultanlığı zamanına rastlayan 678 H. (1279 M.) “Allah'ın salih kullarına menzil ve takva sahibi sufilere mesken olarak” inşa edilmiştir.

Kare planlı iç avlu üç eyvana sahiptir. İç avlu ve köşe hücreleri kubbe ile eyvanlar ise tonozla örtülmüştür. Hanikah iç kısımdaki çini mozaik süslemeleri önemlidir.

 

ŞERAFEDDİN CAMİ

Hükümet konağının kuzeyindedir. Kaynaklara göre caminin ilk yaptıranı XIII. yüzyılda Şeyh Serafeddin’dir. Bu şahsın caminin güney yönünde bulunan türbesi 1925 yılında Konya Belediyesi’nce istimlak edilerek yıktırılmıştır. Caminin 1444 yılında Karamanoğlu İbrahim Bey II. tarafından onarılmıştır. Zamanla harap olan camii, 1636 yılında Konyalı Mehmed Çavuşoğlu Memi Bey tarafından yıktırılarak, malzemesi kullanılmak suretiyle yeniden yaptırılmıştır.

Caminin Selçuklular devrinde ilk yapılışında çinilerle süslü olduğu, dış yüzeylerdeki çini parçalarından anlaşılmaktadır. Gövdesi kesme taştan yapılan caminin üzeri dört büyük, altı küçük fil ayağının taşıdığı büyük bir kubbeyle örtülmüştür. Ana kubbe güneyden yarım bir kubbe ile desteklenmekte olup, mihrap kısmı güney cephede çıkıntı yaparak üzeri yarım kubbe örtülüdür. Batısındaki tek şerefeli minare XIX. Yüzyılda yapılmıştır. Kuzeyinde altı mermer sütuna oturan yedi küçük kubbeli son cemaat yeri vardır. Mihrap ve minberi mermerden işlemelidir. Kubbe içleri ve duvarları kalem işi nakışlıdır. Caminin kuzey, doğu ve batıda olmak üzere üç kapısı vardır.

 

 

 

 

 

 

 

SELİM SULTAN CAMİ

Mevlana Müzesi’nin batısında yer almaktadır. Osmanlı Padişahı Sultan Selim II.’in Şeyhzadeliği ve Konya Valiliği sırasında (1558-1566) yaptırılmaya başlanmış padişahlığının ilk yıllarında tamamlanmıştır.

Plan olarak İstanbul’daki Fatih camine benzemektedir. Kesme taştan yapılan cami, geniş kemerlerle birbirlerine bağlanan fil ayaklarının taşıdığı merkezi bir kubbe ile örtülüdür. Merkezi kubbe güneyde yarım kubbe ile desteklenmiştir. Doğu ve batıda üçer kubbe ile örtülü sahınlarla ana mekan genişletilmiştir. Caminin kuzeyinde yedi kubbeli son cemaat yeri vardır. Camii kapısına rastlayan kubbe, diğerlerinden farklı olarak yarım kubbe şeklinde yapılmıştır. Son cemaat yerinin sağında ve solunda birer şerefeli iki minaresi vardır. Caminin kuzey, doğu ve batı da olmak üzere üç girişi olup, kuzeydeki cümle kapısı, ahşap kündekari tekniğinde yapılmıştır. Mihrap ve minberi mermerden olup, camii içerisindeki kalem işi motifler ve yazılar Mimar Muzaffer’in eseridir.

 

KAPI CAMİ

Çıkrıkçılar Caddesi üzerindedir. Cami ilk olarak Konya Mevlana Dergahı’nın Postnişinlerinden Pir Hüseyin Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Kargir tekniğinde , tuğla örgü bir kubbesi bulunduğu sanılan ilk yapı bilinmeyen sebeplerle yıkılmış, yerine 1811 yılında Konya Müftüsü Esenlerlizade Seyyid Abdurrahman tarafından yeniden bir cami yaptırılmıştır. 1867 yılında çıkan bir yangınla etrafındaki vakıf dükkanlarla birlikte tamamen yanan cami üçüncü defa yapılmış olup, 1868 tarihli yapım kitabesi taş kapısı üzerinde yer almaktadır.

Konya’daki Osmanlı camilerinin en büyüğü olan Kapı Cami, kare plan üzerine kesme taşlarla inşaa edilmiş olup, kaidesi zeminden birkaç metre yükseklikte molozla doldurulmuş ve tabanı yükseltilmiştir. Kuzeyinde yer alan on adet mermer sütunun taşıdığı son cemaat mahallinin altına ayrıca dükkanlar yaptırılmıştır.

Cami içerisinde dört büyük, on iki küçük ahşap sütunun taşıdığı tavan kemerlerle sütunlara bağlanmış, oval ve yuvarlak sekiz kubbe oluşturarak hepsi bir çatı altına alınmıştır. Sonradan boyanmış taş mihrabı ve ahşap minberi çok sadedir. Cami içerisindeki yağlı boya motif ve yazılar Konya’lı Hattat Mahbub Efendi’nin eseridir.

 

AZİZİYE CAMİ

Konya Çarşısı içerisinde bulunan cami ilk kez 1671-76 yıllarında Sultan Mehmet V.’in müsahibi Damat Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1867 yılında etrafındaki birçok dükkanla birlikte yanmış ve Sultan Abdülaziz’in Annesi Pertevnihal Valide Sultan’ın yardımıyla 1874 yılında tamamlanarak Aziziye Adı verilmiştir. Kuzeyindeki cümle kapısı üzerinde Sultan Abdülaziz’in tuğrası ile 1291 H. Tarihi yazılıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Cami barok, ampir ve rokoko üslubunun bir karışımı halindedir. Kesme taştan yapılan caminin kurşunla kaplı merkezi kubbesi köşelerde yarım kubbelerle desteklenmiştir. Kuzey, doğu ve batıda birer kapısı olup, geniş pencerelerden ışık almaktadır. Pencereleri kapılarından büyük yapılmıştır. Kuzeyinde merdivenle çıkılan üç kubbeli son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yerinin sağında ve solunda, birer fenerli biçimli şerefesi bulunan iki şerefeli iki minaresi vardır. Mihrap, minber ve pencereler barok motiflerle süslüdür. Caminin minare kaidelerine bitişik mermer iki şadırvanı vardır.

 

 

 

NAKİBOĞLU CAMİ

Cami, Nakiboğlu Mahallesi’ndedir. Vakfiyesine göre Konya Mütfüsü Nakib’ül Hac Seyid İbrahim tarafından 1762 yılında yaptırılmıştır. Kare planlı taş yapının üzeri ahşap çatı olup, kiremit örtülüdür. Kuzeyinde dört sütunun taşıdığı kemerli bir son cemaat yeri ile tek şerefeli bir minaresi vardır. Zamanla harap olan cami, 1926 yılında minare hariç yıkılarak yeniden yaptırılmıştır. Bu inşaata ve eskisine ait kitabe kapısı üzerine konmuştur.

 

 

 

 

 

 

 

 

PİRİ MEHMED PAŞA CAMİ

Piri Paşa Mahallesi’ndedir. Kapının üzerinde kademeli kenar nişinde sülüs yazılı kitabesi vardır. 1523-24 yılında yaptırıldığı ifade edilen kitabede adı geçen Cemali Piri Paşa Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman devrinde sadrazamlık yapmış devlet adamı Piri Mehmed Paşa’dır.

Taş yapının üzeri büyük bir kubbe ile örtülü olup, caminin batısında tek şerefeli tuğla minaresi bulunmaktadır. Kuzey doğusunda iki mermer sütuna oturan üç küçük kubbeli son cemaat yeri vardır. Minareye bitişik olarak tek kubbeli sonraları (süthane) adı verilen küçük bir zaviye yaptırılmıştır. Ayrıca doğu bitişiğinde Siyavuş Veli’ye ait bir türbe vardır.

 

SARAY (KIŞLA) CAMİ

Mevlana Müzesi’nin doğusunda Kültür Merkezi’nin yakınında bulunmaktadır. 1819 yılında Konya Valiliği’ne atanan Hüseyin Paşa tarafından yaptırılmıştır. Caminin kitabesi Mevlana Müzesi’nde olup, 978 envanter numarasında kayıtlıdır. Kargir cami, yüksek bir zemine oturmaktadır. Kuzeyindeki merdivenli cümle kapısı, söveleri ve mihrabı mermerdendir. Kalın direklerle desteklenen ahşap tavanı kalem işi süslemelidir. Caminin bir minaresi vardır.

 

ANBER REİS CAMİ

İstasyon Caddesi üzerinde, Atatürk Anıtı’nın kuzeyinde bulunmaktadır.. Selçuklu devri ileri gelenlerinden Şıhabeddin Anber adına yaptırılan cami yerine, 1911 yılında Konya Valisi Hacı Arifi Paşa zamanında yeniden bir cami yaptırılmıştır. Caminin sülüs yazılı mermer kitabesi Mevlana Müzesi’nde 1251 envanter numarasında kayıtlıdır. Feridiye Mahallesi’nde olduğu için Feridiye Cami de denilmektedir.

Dikdörtgen planlı kesme taştan yapılmış caminin kuzey cephesinde bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Caminin taş örgü bir minaresi vardır. Doğu batı ve güney üst dış cepheleri ile mihrabı Kütahya çinileriyle süslüdür. Cami 1957 yılında onarım görmüştür.

 

HACI HASAN CAMİ

Hükümet Konağı’nın güney batısında bulunmaktadır.1409 yılında Hacı Mustafa Oğlu Mürsel tarafından yaptırılmıştır.

Kitabede adı geçen Mürsel, Karamanoğulları devrinde Kadı Celaleddin Mürsel adıyla bilinen devrin kazaskeridir. Kadı Mürsel’e ait kitabenin sağında mermer ve güneş saati vardır. Üzerinde şu ibare yazılıdır:

Bu Mermeri Tanrı’nın Rahmetine Muhtaç Kulu Kuyucu Hasan Yaptı.”

Kitabenin altında ise güneşe göre ayarlanmış ve harflerle işaretlenmiş taksimat görülmektedir.

Cami dikdörtgen plan üzerine taş ve molozlardan yapılmıştır. Üzeri çatı ile örtülüdür. Mihrabı gök mermerden işlenmiştir.

 
   
Bugün 1 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol